MHP’li koca, AKP’li eşini dövmüş ama hala öfkeli!

M. Kemal AYÇİÇEK – 30 Mayıs 2011 

 Kimilerine göre ülkemizde bir seçim havası
yok gibiyse de artık son virajlara gelindi. Bundan sonrası kıran
kırana bir heyecana dönüşür artık. Bu tarz siyasi partilerin
yarışlarında her seçim öncesi şunun altını çizdim. Seçime
katılan 15 siyasi parti ve bağımsız adaylar vatandaşa kendini
beğendirebilmek ve “ben senin hizmetkarınım” diyerek, seçmene
kendini seçtirme yarışında. Onun için seçmenler burada
profesyonel olmalı ve bu işin tadını çıkarmalı. Çünkü, tüm
partiler de adaylar da onun huzurunda, o yani seçmen, burada
partiler üstü bir konumdadır.

 Kim bana “durumu nasıl görüyorsun” diye
sorsa, önce  gülüyorum sonrada seçmenin profesyonel olması
gerektiğini söylüyorum. Lakabı “kobra” diye bilinen bir
arkadaşım var, söylemesi ayıp, en sadık okurlarımdandır. O,
yazılarımı adım adım takiple de kalmaz, bir gün öncesinden “ne
yazdın?” diye de sorar zaman zaman. Yazılarımı okur, sonrada
hemen sıcağı sıcağına “güzel yazmışsın” der, tebrik eder. Ben de
ona saygı duyarım, o kimilerinin hani “46”lı diye tabir ettiği
 tiplerden. Çoğu zaman “normal”dir ama zaman zaman da hiç
ummadığınız biri oluverir karşınızda. Ekmek parası der, çer,
çöpten ekmek çıkarmak derdindedir aslında . Denizden midye
çıkarır bunu paraya çevirmeye çalışır, güvercin atığı bulur bunu
değerlendirir, limanda dökülen buğdayları toplar tavuğu olana
verir, yardımsever, can kıymeti bilen, delikanlı bir kimliğe
sahiptir.

 Zaman zaman  yetiştiği kültür, çevre ona
saygısızca davranır. O eski “ülkücü”lerdendir. Satmaz partisini,
onca yıllar( 80 öncesi) kimselerin ulaşamayacağı yerlere,
dağlara tepelere yazdığı yazılarla övünür. Bu son dönemlerde
teşkilattan istediği gibi bir tavır göremeyince kendince
kırgınlığı var ama yine de MHP’ye toz kondurmuyor. Partililerin
kendilerini harcadığından yakınsa da o dedim ya “eski ülkücüler”
den.. onca koşturmaya karşı sadece aldığı 200 doları hatırlıyor
maddi olarak. Zaman zaman o bana getirir duyumlarını, piyasa
nabzını iyi tutanlardandır. Kısaca Referandumda da seçimlerde de
ayaklı gazete gibidir.

 Her zaman ki gibi sabah erkenden ekmek
peşindedir.…………………..yazının devamı için tıklayınz

Kır kahvesindeki gündem

Çaylarımızı yudumlarken
bir kır kahvesinde, masada oturan orta yaşlı olanı, “Domuz,
patates tarlalarına dadanmış, zarar veriyor. Hele yaz
mevsiminde, fındıkları yatırıp, yiyor ki sormayın. Mecbur, gizli
gizlide olsa domuz avına çıkıyoruz. Vurduğumuz yerde de
bırakıyoruz.”diyor. Diğer tarafta oturan yaşlıca olanı da,
“denizde bile domuzu öldürene ceza veriliyor, sen karada mı
avlıyorsun, bari anlatma, yerin kulağı vardır” eklemesini
yapıyor. Bu arada, ayakta masaya takılan  birisi bana , göz
kırpıyor, “ne haber Turgay?” diyor sonra..Gülüyorum sadece, ses
çıkarmıyorum. Cevapta vermiyorum. Gelen gidenler var, sigara
içenler dışarıdaki masalarda oturuyoruz..

 

Masada oturan ama adını
bilmediğim o orta yaşlı olan, bana “Turgay” diyene, “o turgay
değil ki, bende benzettim ilk başta ama o değil” diyor. “Turgay”
sanan, biraz mahcup bir edayla uzaklaşıyor masadan..çaylarımızı
içerken, sağımda oturan bir tabaka çıkarıyor cebinden, sarma
tütünden sigarasını yapıyor, odun ağızlığına takıyor ve yakıyor.
“Kahvelerdeki Sigara yasağını bende beğeniyorum. 58 yaşındayım,
8 yaşından beri sigara içiyorum, biz tütün ekerdik, o zaman
başlamıştım”..o arada, nüfus kayıtları ile ana yaşları
arasındaki uyumsuzluktan söz ediyorlar, kardeşinin kendinden bir
yaş küçük olduğunu ama nüfusta 4 yaş farklı olduklarını, bir
diğeri de kız kardeşinin nüfusta ablası göründüğünden
bahsediyor.

 

Ben masada sadece
dinliyorum, insanlar tanımadıkları bir insana ne anlatır diye
bekliyorum, çayımı içip, onları dinlediğimi belli edince de
onlar anlatıyorlar. Hemen karşımda oturan bir ara cep
telefonundan Ali’yi arıyor, onunla konuşurken, avda kaçırdıkları
domuzu, gıranı (tepe) aşarken gördüğünü, o sırada Mehmet’lerin
köpeğinin Domuzun peşine koşarken,  onu çağırdığını ve onca yolu
yayan geldiklerini, köpeği de köprü ayağına bağladığını
söylüyor. “alsınlar onu oradan” diyor.  Başka birileri geliyor,
onlarda da taze haber var, bir Doğan’ın  mahallenin en fazla
yumurtlayan tavuğunu bir anda pirzolaya çevirdiğini, kendisinin
müdahale etmesine karşın başarılı olamadığını söyleyince hep
birlikte üzülüyorlar. Her gün yumurtlayan bu köy tavuğundan
haberi var demek, baya bir meşhurmuş bunu anlıyorum.

 

Laf lafı açıyor derken
tabi ki gündem Seçimlere geliyor. O yaşlı olan, 80 ihtilalinden
önce MHP’lilerin yoğunlukta olduğu mahallenin çeşmesine “CHP”
yazdırdığından söze giriyor, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun
açıkladığı seçim beyannamesinden mutluluk duyduğunu ifade ediyor
ama ardından da, “  söylediklerinin üçte birini yapar ancak, ona
da iktidar olması lazım, o da olmaz zaten”..Ardından AK
Parti’nin tüm Türkiye’de olduğu gibi burada da önde olduğunu,

Trabzon’da AK Parti’nin 4, CHP’den  Volkan Canalioğlu’nun,
MHP’den de Koray Aydın’ın TBMM’ye gidebileceğini umduğunu dile
getiriyor….devamı için