Başbakan da Çin oyuncağı dağıtırsa


www.karadenizolay.com

M. Kemal AYÇİÇEK – 1 Eylül 2008

Başbakan çocukları çok seviyor. Çocuk sevgisinin samimi olduğunu da yakından bilenlerdenim. Her gittiği yerde de çocuklara hediyeler vermesi, beni de mutlu ediyor. Bende her nerede olursa olsun aile çevremdeki çocuklara hediyelerini eksik etmemeyi kendime vazife edinmişimdir. Öyle mutlu oluyorum. Çünkü onlar “çocuk” değil , “insan”dırı hep bilmişimdir. Çocuklar, çocukluktan önce insan diye bilinir ve saygı duyulursa, onların yetiştiği toplumda o kadar kaliteli toplum olur diye bilirim.

Çocuklara ne kadar fazla ilgi ve alaka gösterilirse o çocuklarının mutluluklarının toplumun genel mutluluğuna katkı sunacağına inanırım. Mutlu çocuklar, o mutluluklarını ailelerine taşır, elbette bunun aksi durumda aksi tesir taşır. Yani mutsuz çocukta evine mutsuzluk taşır. Onun için her nerede olursa dili, dini, rengine bakmaksızın tüm çocukların mutlu olabilmeleri için tüm bireylerin mutlaka yapabilecekleri vardır ve yapmalıdır da. İlla kendi yakını olmasını gözetmeksizin herhangi bir çocuğun tebessümünü sağlamak bile en azından o çevrede bir pozitif yansımaya sebep olur.

Şimdi bu ülkenin çocuk seven başbakanı yani sayın Recep Tayyip Erdoğan, her nereye giderse ve bir çocuk görse durup, bu çocuklara oyuncak vererek o küçük yürekleri heyacanlandırıyor ve onlara duyduğu saygının gereğini yerine getiriyor. Bundan her insanı yürek de mutluluk duyar ve duyuyor da zaten. Düşünsenize, siz başbakansınız ve nerde bir çocuk görüyorsanız tutup ona bir hediye veriyorsunuz, oyuncak. Kız çocuksa bir bebek, barbi filan işte. Ama erkek çocuksa da model model otomobiller. Bu size de mutluluk vermez mi?

İster kendi cebinizden isterseniz size emanet edilmiş örtülü ödenekten ne fark eder, verilen armağan bu ülkenin evlatlarınadır ve bunda da sual olunmaz ve sadece takdir ve teşekkür edilir. Bu insan yüreğinin tüm çocuklara mesafesiz ve de birer “melek” oluşlarının da imasıdır. Bu insan yüreğinin aslında insanlara açılımının da bir işaretidir. İnsaniliğin de bir göstergesidir.

Bir arkadaşım, çocuklarıyla başbakanın katılacağı bir açılışa giderken yolda araç duruyor ve de başbakan çocuklara birer oyuncak otomobiller veriyor. Sadece televizyonlardan gördüğümüz o oyuncakları bende merak ediyorum ve o çocuklara “getirin bakalım başbakanın size verdiği oyuncaklara” diyorum. Ve oyuncaklar geliyor. Şu son dönemlerde sokaklarda camlarına film çekilmiş, gözlüklü tiplerin kullandığı jeepler yok mu, onların plastik modelleri bunlar. Lastikleri nerdeyse arabadan büyük, gösterişli oyuncaklar.

Bir anda bende çocuk oluyorum ve ileri geri edip bırakıyorum oyuncak otomobili, kendi mekanizmasıyla bir süre gidiyor. Bizim çocukluklarımız da yoktu tabi böyle oyuncaklar, oynamadık demiyelim en azından diyorum. Çocuklarda bana bakıyor tabi, bir de gülüyorlar. “eşek kadar adam olmuş bak bizim oyuncaklarla oynuyor” diyorlardır herhalde içlerinden ama ne yapalım. Ben de oyuncakları çok severdim ve itiraf edeyim ki benim hiç öyle bir oyuncağım olmamıştı. Bizimkiler, sıradan naylondan yapılmış arabalardı ve arabaya da benzerlerdi!

Kutularına baktım, bu otomobil oyuncaklarının nerde üretildiğine ama bakmaz mı olaydım ne. Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dağıttığı bu oyuncaklarda, hani şu herkesin sözde yakındığı ÇİN mallarından. Yani Türkiye başbakanı, ÇİN’de üretilmiş oyuncaklardan dağıtıyor. Şimdi bu bizim başbakanımıza yakışır mı? Siz bunu başbakan olsanız kendinize yakıştırır mısınız? Yani sen bir ülkenin başbakanı olacaksın ve o ülkede kendi üretimin bir oyuncak olmayacak ve bir başka ülkeden ithal edilmiş oyuncakları bu ülkenin çocuklarına dağıtacaksın. Ben bunu kabullenemem ama başbakan bunu nasıl yapıyor buna anlam veremiyorum. Kimdir Başbakanın bu oyuncak dağıtımındaki sorumlusu, danışmanı yoksa bu dağıtılan otomobillerin ithalatçı firmasi mı? Böyle rezillik olur mu?

Koskoca Türkiye Cumhuriyeti’nin başbakanı bu ülkenin oyuncak üreticilerine gerekirse özel bir sipariş vererek, bu ülkenin çocuklarına bu ülkeyi düşündürecek, bu ülkenin kendi kaynakları ile övünmesini temin edecek bir model oyuncak dağıtmalı. Ama bu ülkeye has, kendi kültürümüze uygun, yabancı hayranlığını değil yerli malına saygıyı beraberinde getirecek öncü olacak bir oyuncak.

Bu ülkenin başbakanına da o yakışır. Çünkü kendimi başbakanın yerine koyduğumda ben ondan daha büyük zevk duyarımda ondan diyorum. Yoksa elbette başbakan O’dur ve dilediğini dağıtmakta da özgürdür ama bana kalırsa yakışan bu ülkede üretilen bir oyuncağın dağıtılmasıdır. Umarım, sayın başbakan onca yoğunluğuna bakmaksızın o Çin ithalatcısı oyuncakçı yerine yerli oyuncaklarla bu ülkenin çocuklarını sevindirmeye, mutlu etmeye devam eder. Sahi siz olsanız başbakan sizde Çin oyuncaklarından mı dağıtırdınız yoksa yerli bir oyuncak mı? Kalın sağlıcakla.

Yorum bırakın