Kafkaslar’da aslında ne oluyor?


 

M. Kemal AYÇİÇEK – 15 Eylül 2008

 

Gürcistan’ın Güney Osetya’ya bölgesini tam denetimi altına alması amacıyla başlattığı saldırının, Rusya federasyonu’nun da “vatandaşlarımı koruma hakkımı kullanıyorum”(70 bin Güney osetyalı’nın 35 bininin Rusya pasaportuna sahip olduğu biliniyor) bahanesiyle Güney osetya’ya girişi ve Gürcistan’la beş günlük savaşın ardından şimdi sular durulmuş gibi gözüküyor. Ama Karadeniz, fokur fokur kaynıyor. Aslında ne oluyor, bunun Türkçesi nedir?

 

Tamam Rusya, Gürcistan’daki üslerini boşaltmakta gurur yaptı ve ama anlaşmalara bağlı kalarak Gürcistan’daki üslerini boşalttı. Tamam, Rusya BDT ülkeleri üzerindeki nüfuzunu koruma gayretinde tabiî ki kendince haklıdır da. Bizler sıradan vatandaşlar, Kafkaslarda neler olup bittiğine dair bir fikir sahibi olmak, şu ortamda çok zor.

 

Bizler stratejistlerden değiliz ama Karadenizliyiz ve Karadeniz’de de ABD ve NATO savaş gemileri de cirit atmaya başladı. Biz de bir Nato üyesi ülkeyiz, ama ne hikmetse NATO müttefikimiz ABD, bize de güvenmemektedir ki, kendi savaş gemilerini Karadeniz’de tutmakta ısrar eder haldedir. Bu normal ve anlaşılabilir bir insani yardım amacının ötesindeki bir niyeti ortaya koymaktadır.

 

 Bu da bizi huzursuz ediyor.

 

Çünkü, sözde insanı yardım adı altında savaş gemilerinin Karadeniz’e giriyor olmaları pek de hayra alamet değildir. Bizde oluşan kanaat odur. Ha Montrö antlaşmasının gereğini yapıp ABD’nin savaş gemileri 21 günlük süreyi tam kullanmadan boğazlardan geri çıkıyor ama tekrardan Karadeniz’e giriyor.

 

Rusya’ya gözdağı vererek, Güney Osetya’dan tam anlamıyla çekilmesi sağlansa bile bundan sonra ABD, “orada durum gergin ve bende orada uzun süre bulunmalıyım” mantığı ile sürekli savaş gemilerini Karadeniz’de bulundurmak isteyecektir ki zaten niyeti de öyle görünüyor. Ama Karadeniz’in kıtaların ötesinden kalkıp da Karadeniz’de de gönüllü jandarma’ya ihtiyacı mı var?

 

Karadeniz ekonomik işbirliği üyesi ülkeler ne güne duruyor. Bunu ABD bilmiyor mu? Böylesine bir örgüt varken neden ABD burada güya  “insani yardım”da ısrarcıdır? ABD’de başkanlık seçimleri arifesin de bu Karadeniz sevdası nedir böyle? Salt, Gürcistan’ı  ve Ukrayna’yı koruma ve kollama hisleri mi yoksa öteden beri nükleer programı nedeniyle sürekli tehdit ettiği İran’a yönelik bir saldırı planımıdır?

 

Rusya’nın Gürcistan’a yönelik saldırılarında tahrip ettiği hedefler, ABD’nin Gürcistan’daki özel önem verdiği ve katkı sunduğu tesislerdir.Havalimanları ve hava savunma sistemleri ve füze rampalarının konumlandığı hedefler, Rus savaş uçaklarınca bombalanmış ve ABD’nin son sistem silahları, Rusya’nın eline geçmiştir.ABD, şimdi o Rusya’nın ele geçirdiği silahlarının peşindedir.

 

Zaten Rusya, ABD’nin Gürcistan’da attığı her adımı yakından izlemekte ve ABD’nin Gürcistan üzerinden İran’a yönelik bir saldırı planının var olduğunu da bilmektedir. Onun içindir ki Rusya Devlet başkanı Dimitri Medvedev,  ABD’nin tek başına dünyaya hakim olamayacağını ilan etti ve 5 maddelik ilkelerini açıkladı. BBC’nin İnternetajans’ta yer alan  haberinde bu ilkeler şöyle sıralanıyor;

 

“Medvedev’in beş ilkesi

 

Rusya Federasyonu Başkanı Dimitri Medvedev, bundan böyle Rus dış politikasına yön vereceğini söylediği beş ilke açıkladı.

 

Medvedev: Yurtdışındaki işadamlarımızı da koruruz.

 

Medvedev’in dün Moskova’da yaptığı konuşmaya göre bunlardan ilki, uluslararası hukukun temel ilkelerine saygı göstermek ve diğer uluslarla ilişkilerini bunlar çerçeveside kurmak.

 

İkincisi, dünyanın çok kutuplu olması gereği.

 

Medvedev “bu ABD gibi ciddi ve otorite sahibi bir ülke bile olsa”, tek bir ülkenin küresel hakimiyetini kabul etmeyeceklerini söyledi.

 

Üçüncü ilke, başka ülkelerle çatışmadan kaçınmak.

 

Medvedev bu konuda da “Rusya yalnız kalmak istemiyor böyle bir planı yok. Rusya Avrupa ile, ABD ile ve diğer ülkelerle ilişkilerini mümkün olduğunca geliştirecektir” diye konuştu.

 

Rus liderin büyük önem verdiklerini vurgulayarak dile getirdiği dördüncü ilke, dünyanın her neresinde olursa olsun Rus vatandaşlarının can güvenliğinin ve onurunun korunması.

 

 

Dünya çok kutuplu olmalı. Tek kutuplu bir dünya kabul edilemez.

 

Medvedev buna yabancı ülkelerde faaliyet gösteren Rus işadamlarının da dahil olduğunu belirtti.

 

Kremlin lideri son olarak, dünyanın bazı bölgelerinde Rusya’nın “ayrıcalıklı çıkarları” bulunduğunu ve bu bölgelerdeki ülkelerle dostane ilişkiler geliştirmek için çaba harcanacağını kaydetti.

 

Medvedev bir soru üzerine, bunlar arasında eski Sovyet cumhuriyetlerinin başta geldiğini ancak başka bölgelerin de olduğunu belirtti.

 

Kremlin lideri, ülkesine yaptırım uygulanması için ısrarlı olan bazı Avrupa liderlerini de “kendilerinin de Batı’ya karşı yaptırımlar uygulamak zorunda kalabileceklerini” söyleyerek uyardı.

 

AB ülkeleri petrollerinin yaklaşık üçte birini, doğal gazlarının da beşte ikisini Rusya’dan alıyor.

 

Böylece Medvedev, AB liderleri zirvesi öncesinde geri adım atmaya niyeti olmadığını göstermiş oldu.

 

Abhazya ve Güney Osetya’nın bağımsızlığını tanıma kararından asla vazgeçmeyeceğini belirten Medvedev, bu ülkelere ekonomik, sosyal, insani ve askeri yardımda bulunacaklarını belirtti. (BBC)

 

Türkiye’nin Kafkasya  Güvenlik  ve işbirliği platformu önerisinin hayata geçirilmesi olmazsa belki ileri de İran’ı da kapsayacak şekilde genişletilmesi gerekebilir. Tüm bu çabalar sonuçsuz kalırsa o zaman da  Karadeniz Ekonomik işbirliği Platformu’na üye ülkeler, bu bölgede istikrarın sağlanmasını temin etmelidir. Yani Karadeniz’de ABD’ye ihtiyaç yoktur. Gürcistan veya Ukrayna, eğer bağımsızlıklarından  ve toprak bütünlüklerinin korunmasından kaygı duyarlarsa  bu platformlar da o ülkelerin hakkı korunur.

 

 Bunu ABD de iyi bilmektedir ama yine de Karadeniz’e bir fitne gibi girmekte ısrar etmektedir. ABD, öncelikle bu bölgedeki müttefiklerine(!) güvenmelidir. Dünya’daki tek süper güç olma havasından kurtulmalıdır. Zaten bu bölgede 11 Eylül’de kaybettiği vatandaşlarının mislice fazla insan kaybına sebep olmuştur. Böylesine kendi bildiğini okuma havasındaki bir ülkenin de hiçbir yere “Demokrasi” veya “insan hak”kı götürmesi mümkün değildir. ABD, bıraksın bu bölgedeki jandarmalığı da kasırgadan kavrulan kendi ülkesindeki insanların can güvenliklerini sağlamaya çalışsın bence insanlığa daha yararlı hizmette bulunmuş olur. Sizce de öyle değil mi? Kalın sağlıcakla.

 

Not: Bu yazım aynı zamanda www.karadenizolay.com , www.kuzeyhaber.com ve www.gazetehizmet.com da yayınlanmaktadır.

Foto Galeri

Yorum bırakın