Dokunmayın komutanlara!


 

M. Kemal AYÇİÇEK –  29 Haziran 2009

 

 

Genel Kurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ, son günlerde Dursun Çiçek’in imzasıyla ülke gündemini meşgul eden “ İrtica ile mücadele belgesi” ne “bir kağıt parçası” yakıştırmasıyla başladığı basın toplantısında elbette önemli şeyler söyledi. Ses tonu, yüz ifadesi yani mimik ve jestleri ile ordu komutanlarını da yanına alarak böylesi bir basın toplantısı yapmış olması, aslında bir saat beş dakika süren konuşmasında söylediklerinden çok ,demek isteyipte açıkça söyleyemediği şey, aslında  “dokunmayın komutanlara”dır.

 

Nedir o, CHP lideri Baykal’ın 12 Eylül askeri ihtilalini yapan 5 General başta olmak üzere, oradan başlanmak üzere o ihtilalcilerin yargılanmasının önünü açacak Anayasa’da yer alan geçici 15. maddeyle ilgili siyasi atrağına bir cevaptı. Genel Kurmay Başkanı Başbuğ’a direk o soru, “12 Eylül ihtilalini yapan komutanlaraın yargılanması” olayı da  da soruldu ama “o konuda bir şey söylemem” diyerek, kestirip atması, sanki o konuyla ilgisizmiş ve bağlantısızmış gibi kapatmasıdır aslında basın toplantısının anlattıkları. Günümüz konuları üzerinden yola çıkılarak, günümüz konuları gündem edilerek,  12 Eylül’ü yapan komutanları yargı önüne çıkaracak sürecin külliyen önünü kapatmaktır asıl söylenen.

 

Genel kurmay Başkanı İlker Başbuğ’un  beş kez ısrarla ,” kanunlara ve yasalara saygılıyız ve saygılı olmayanlara misamaha etmeyiz”, “medya üzerinden artık asimetrik psikolojik harekat yürütmeye son verin”, “Türk silahlı kuvvetlerinin haksız yere yıpratılmasını, ülkenin bekaası sorunu olarak görüyoruz” “kimse bizden cadı avı beklemesin” gibi ifadeleri, bugüne kadar en açık sözlü ve şeffaflığa önem veren komutan görüntüsünü samimi olarak veriyor. Ama, TSK’nın önceki yıllarda bu ülke insanına gösterdiği davranışlar, elbette bugün söylenenlerin “inandırıcı”lığına maalesef gölge düşürüyor! Keşke, “asker sözü” ifadesi, kullanıldığı anlamıyla da beyinlerde yer edinebilseydi ama bu olmuyor işte!

 

Şimdi Başbuğ’un “TSK üzerinden siyasi tanımlama  elde etmek isteyenler elini çeksin” imalarının muhatabı öncelikle  CHP LideriDeniz Baykal’dır., tıpkı MHP’nin bir “türban” olayında AK Parti’yi gaza getirmesi olayı gibi bir tipik siyasi oyun olduğu ayan beyan ortadaki CHP lideri Baykal, 12 eylül generallerinin yargılanmasının önünü açmak gibi bir hareket içine girmesi, Genel kurmay Başkanı İlker Başbuğ’un yanına  ordu komutanlarını da alarak basın toplantısı yapmasıyla rahatlıkla anlaşılabilir. İhtilali yapanlar da 12 Eylül 1980’deki genel Kurmay Başkanı  Kenan Evren ve yanındaki komuta kademesiydi. Kısaca Başbuğ, aslında kendisinin “hukuken bir kağıt parçası” dediği tartışmalı belgeyi bahane ederek, “asker üzerindeki elinizi çekin” emrini veriyor.

 

CHP’nin siyasi oyununu bu kez Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ, hem de anında cevaplandırarak, “askeri ağzınıza alıp siyaset yapmayın” dedi kısaca. Bakalım şimdi CHP, O atraksiyonunda ısrarcı olabilecek mi? Hep beraber göreceğiz. Artık, trübünlere oynama devrinin bittiğinin hala farkında olmadan siyaset üretmeye çalışan eski zihniyetlerin bu ülkeye kazandıracağı bir şey olamaz. Hem 12 eylül’e gidene kadar yakın tarihten başlansın madem öyle bir niyet var, başlanan soruşturmalara destek verilsin o bile yeter bu ülkenin gelecek kuşaklarına yapılacak iyiliklere, öyle değil mi?

 

Hem o 12 Eylül’ü yapan Orgenerallerden önce o günlerde içlerinde Deniz Baykal’ın da olduğu ve bir cumhurbaşkanını bile yüzü aşkın turda seçemeyen beceriksiz ve inatçı, uzlaşmayan ve birbirleri ile adeta boğuşan siyasetçilerden başlansın yargılamalar. Çünkü, ihtilali yapan o konsey üyeleri, o günkü Türkiye’de etkili yerlerde olan siyasetçileri tam olarak yargılayamadı aslında! Masum insanlar sadece yargılanmış gibi yapıldı ve onca insan suçsuz yere bedel ödedi. Buna o devrin biz liselileri de dahildir. Bana lise bir öğrencisiyken bu ülkede bir cumhurbaşkanını seçememeyi dert edindiren ve “63.turda da cumhurbaşkanı seçemediler” kompozisyonunu yazdıran o gün ki siyasetçilere onun hesabı sorulmamalı mı yani? Yok öyle yağma, sadece ihtilali yapanların hedef tahtasına konmasına itirazım var kısaca.

 

Yeni bir başlangıç yapılacaksa o günkü koşullarda hazırlanmış, o günün şartlarına göre gayette güzel olan şimdiki anayasanın sadece geçici 15. maddesi değil tamamını günümüz şartları da dikkate alınarak, çağdaş ve bu ülkeye yakışır halde yenibaştan hazırlamak ve gerçekleştirmek için mesai verilsin. Yoksa zaten yamalı bohçaya döndürülmüş 12 eylül anayasasında bir yamaya daha gerek yoktur. Eğer, adam akıllı siyaset yapılacaksa yeni anayasa için uzlaşma olmalı ve ona gayret edilmelidir. CHP’ye yeni bir Anayasa için öncülük yapması yakışır. Yoksa eski yaraları deşmek, kurcalamak, kaşımak samimiyetten uzak salt bugün ki iktidar partisi ile TSK’nın arasını açmaktan başka anlam taşımaz. Zaten CHP’nin de o girişiminin anlamı  da amacı da odur. Bunu millet zaten biliyor. AK Parti haydi haydi bilir, bunlar eskimiş numaralardır. Sizce de öyle değil mi ama? Kalın sağlıcakla.

 

Not: Bu yazım aynı zaman da www.karadenizolay.com , www.kuzeyhaber.com , www.24haber.net ve Hizmet Gazetesi’nde yayınlanmaktadır.

 Foto Galeri

Yorum bırakın