M. Kemal Ayçiçek 19.12.2006
Mayıs ayında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi haklı olarak “kim cumhurbaşkanı olacak” tarzı tartışmaların yapılması doğaldır. Beklenen bir olaydır. Tartışma elbette yapılacak ama salt “sen olacaksan olma bak, yoksa!” tarzı imalı saldırılarla, dillerin altındaki bakla öğrenilmek isteniyor.
Buradan ben şimdi söylüyorum, Başbakan Recep Tayip Erdoğan, Cumhurbaşkanı adayı olmayacak! Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olmasını istemeyenler, rahat olsunlar, stresi bir kenara bıraksınlar ve rahatça yesin içsin ve sıkıntıda olmasınlar.
Türkiye, eski Türkiye değil artık. Bugün Cumhurbaşkanlığı kaygısı güdenler önce bunu bir anlasınlar. Sonra Demokrasiyi içine sindirip sindirmeme sorunları yoksa o zaman Anayasayı akli selim ile açıp okusunlar. Okumuş olanlara lafım yok ama yeniden onlarda okusun,zararı yok belki ilk okuyuşta anlamayabilirler ama tekrardan okurlarsa konuyu daha güzel kavrarlar!
Unutulmasın ki bu ülke, 1980 yılında ihtilale giderken her ne kadar “irtica” bir sebep olarak gösterildiyse de asıl gerekçe o dönemdeki siyasi partilerin bir cumhurbaşkanını seçememesiydi. O günlerin tanıkları bunu iyi bilirler, o dönemde ben lise birinci sınıf öğrencisiyken bile bu ülkede o kadar tartışılır bir hal almıştı ki Cumhurbaşkanlığı seçimi bana da dert olmuş ve bir kompozisyon dersinde bunu konu edinmiştim. Yani TBMM, 63. tur yapmış olmasına karşın hala bir cumhurbaşkanı seçememişti. İşte bu durumda askerin canını gerçekten ve de haklı olarak sıkmış ve ihtilal kaçınılmaz olmuştu!
“İhtilali mi savunuyorsun” diyenleriniz olabilir, “evet” diyorum bende, evet savunuyorum. 1980’de Kenan Evren’in ihtilal yapmasını, o günün liseli bir öğrencisi olarak çok haklı bulmuş ve de alkışlamıştım! Elbette salt Cumhurbaşkanlığı seçimi değildi gerekçe ama diğer gerekçelerine de hak veriyordum. Ama bugün, o gün değildir. Bugün de elbette bazı kesimlerin o günkü kaygıları taşıyor olmasını anlıyorum ama bugünün farklılığının o kesimlerce hala algılanamadığını da biliyorum.
Elifi mertek görenlerin, eline her kalem alanın, yönlendirmeye çalıştığı bir takım çevrelerin kaygılanmasında önemli rolü olduğu kanaatindeyim. Sermaye uşaklığını geçim kaynağına dönüştürmeyi iyi bilenlerin, ülkeyi germe adına “Milli birlik” “ulusalcı” veya “ittihat terakki”ci kesildiği günümüzde, istiklal harbi örneklemeleriyle zihin bulandırma ittifakları, bu ülkeyi o eskiye taşımaya yetmeyecek. Bunu artık bilmeleri gerekir.
Anlayamadıklarından değil ama ülkenin istikrarından çıkar sağlayamadıklarından olsa gerek bu azınlık çevreler, bu ülkede Anayasa’da yer almasına rağmen, ülkeyi iki de bir seçime götürmüş, ardın da bugün o eski alışkanlıklarının tekrarı olarak yeniden çeşitli bahanelerle bu hava germe operasyonlarına girişmişlerdir. Adının önüne çeşitli Ünvanları belki de parayla edindikleri diplomalarla katmış kişiler, hiç de bilimsel olmayan analizlerle sözde topluma bir şeylerin empozesini yapmaya kalkabiliyorlar. Yazık!
Cumhurbaşkanlığı seçimi ve genel seçimler zamanında yapılarak, bu ülkede öncelikle Anayasa’ya sadakat gösterilecek, ardından da sözü itibar kaybetmiş siyasetçilerin verdiği sözün bir anlam taşıdığı bu ülke insanına ispat edilecek! Tüm olay bu kadar basittir. İşte Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın kafasının içinde anlattığım “ispat” olayı var ve bunu yapacak!
İktidara yakınlığı ile bilinen Fehmi Koru’nun, “ Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra genel seçimleri erkene alabilirler” savı da havada bir savdır. Hem Cumhurbaşkanlığı seçimi için Başbakan Tayip Erdoğan’ın ve hatta TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın aday olması söz konusu bile değildir. Burada Bülent Arınç, aday olabilir dense de hayır, o da görevini, aldığı sorumluluğu zamanına dek sürdürecektir.
Aslına bakarsanız CHP lideri Deniz Baykal, Cumhurbaşkanlığını düşünüyor da bunu açıkça dillendiremediği için Başbakan’ı sıkıştırarak, “sen cumhurbaşkanı olma bak!” diyerek, bugünden kendisine “peki hadi seni cumhurbaşkanı yapıyoruz” denmesini beklemektedir. Ama siz de takdir edersiniz ki Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olamadığı bir yerde Baykal’ın olması elbette beklenemez, çünkü o yıllardır siyasette ama bakın hala bir başbakan bile olamadı, Cumhurbaşkanı nasıl olsun değil mi? İşin şakası bir yana, ne Erdoğan ve ne de Baykal Cumhurbaşkanlığına aday olmaz.
Cumhurbaşkanlığı makamı, Tayip Erdoğan’ın ancak bir dönem daha başbakanlık yaptıktan sonra düşünebileceği bir makamdır ama bugün değil..TBMM’de Cumhurbaşkanı seçilecek adı yıpranmamış o kadar çok isim var ki, akli selim ile düşünenler bunun cevabını biliyor zaten ama Erdoğan asla..Olmayacak çünkü, O’nun daha Başbakanlıkta yapması gereken çok işler var, kısaca çok çalışması lazım çokkk. Kalın sağlıcakla.
Gasteci Weblog'a hoşgeldiniz 