Güvercinler ağlıyor!


 

M.Kemal AYÇİÇEK-7 Kasım 2006 Salı

Halkçılık ünvanını Bülent Ecevit’e o güvercinler kazandırmıştı.O güvercinler, bu ülkenin ufkunun açılışının, özgürlüğünün,hürriyetinin ve dürüstlüğün de simgeleriydiler. Her gidilen mitingde, onlar ilk gösteriyi yapar ve halkın siyasete ısınmasını sağlardı, sonra da halk, oylarını işte o güvercinlerin hatırına, anısına, ifadesine, anlatımına oy verirdi. Dağlara, taşlara “Karaoğlan” yazdırtan o güvercinler, bugün artık ağlıyor. Haklılardı ağlamakta, sahipliklerini yapan Bülent Ecevit, ebedi yolculuğa çıkmıştı.

Evet, eski başbakanlardan ve DSP’ nin onursal genel başkanı Mustafa Bülent Ecevit, 1925 yılında doğduğu bu dünya’ya 5 Kasım 2006 günü saat 22.40’ta tam 81 yaşındayken veda etti. O olmuş gazeteci değil doğmuş bir gazeteciydi. “Gazeteci olunmaz doğulur” diye bir tabir vardır bizim alemde, işte o da doğan’dı. Aşk yaşayan biri olarak şairliği vardı haklı olarak! Sonra politikacı oldu..Hem de “bıyıklı solcu” olarak, muhafazakar topluma solu sevdirdi ve iktidar oldu.Oysa solculukta bıyık, pek gericilik alameti olarak görülen ve de daha çok geri kalmışlığı ifade eden bir şekildi ama Ecevit, pek dillenmese de bıyıklı solculukla halka hep tepeden bakan bir partinin CHP’nin lideri oldu. Halk dağlara taşlara hep “Karaoğlan” yazarak onu efsaneleştirdi. Ama tüm bunlar da güvercinler, hep onun elinden uçtu, halkın önünde özgürlüklerine kavuştu!
Elbette dürüstlük abidesi olarak yandaşları olmayan, politikacıların sahte şakşakçılıklarına eşi Rahşan Ecevit’in titiz seçiciliği sayesinde alet olmayan, saf vatandaşları gözlerinden anlayan, dertlinin yanında, çaresizin çaresi olamaya adadı kendini ve tüm serveti oldu kalemi,kitapları ve daktilosu..Ağa babaları yoktu, aile fotoğrafı ise hiç.O ve eşi Rahşan Ecevit ile güvercinleriydi,hayatı ve sevdiği bir de milleti..Bembeyaz Güvercinleri uzun kollu mavi gömlekli elleriyle uçururken mitinglerde, köyleri kentleştirmeyi vaad ediyor ve halka, yaşadığı yerde hizmet götürmeyi düşlüyordu.
Yolsuzluklarda, haksızlıklarda, hayali ihracat veya gayrimeşru ihalelerle adı anılmayacak kadar temiz bir siyaseti elbette ona sadık ve her şeyiyle yakından ilgilenen eşi Rahşan Ecevit’le paylaşan bir temiz lider olarak Mustafa Bülent Ecevit, bir ömrü tamamladı. Birilerinin belki miras kavgalarıyla ölümlerinden sonra gündem olması, Ecevit’ler için söz konusu bile olmayacak. Ne güzel bir miras değil mi?
Mustafa Bülent Ecevit’in en büyük talihi belki de eşi Rahşan Ecevit’in gösterişten uzak, sade bir insan olarak, bu ülkenin şartlarına azami uyumu sağlayacak öngörülü birine aşık olup, onunla evlenmesi ve el ele bu toplumda var olmasıydı.
Türkiye’nin iktidar edenleri ile iktidar olanları arasındaki savaşında onurlu duruşuyla milletiyle birlikte olma cesareti, her zaman takdir edilecek olan merhum Ecevit’i, 1974 yılındaki Kıbrıs Barış Harekatı ile iyice tanımıştık! O Kıbrıs Fatih’i olarak ta anılırken, Adana seyahatimde Torosları inerken Pozantı’da kocaman dağa yazılan “Karaoğlan” yazısı hafızamdan hiç ama hiç silinmedi.
Halka rağmen değil halkla beraber politika yapmayı şiar edinmiş bir dürüst insan, bu ülkenin kader belirleyenlerinden olarak belki istediklerini tam anlamıyla yapamadan sevenlerini bırakıp gidiverdi. Tıpkı beyaz güvercinlerini uçurduğu gibi mavi semalara ruhunu teslim etti. Adaşlığımızdı yakınlığımız, kulanılmazdı ilk ismi belki ama adının sırrına ermişlerden olarak bende huzur içinde yat, ruhun şad olsun Mustafa Bülent Ecevit diyorum..tıpkı tüm yürekten sevenleri gibi..tıpkı güvercinlerin gibi..kalın sağlıcakla.

Yorum bırakın