Seçim sonuçları tamamen duygusal


 

M. Kemal AYÇİÇEK – 31 Mart 2009

 

Seçimlerin ardından çıkan sonuçlar, bir çok anketin yanıldığını ortaya koydu. Bir çok yorumcu, siyasetçi, siyaset bilimci, küresel kriz başta olmak üzere, işsizlik, kürt açılımının anlatılamaması ve başbakan Erdoğan’ın kampanya konuşmalarındaki üslubunun  etkilerinin sandık sonuçlarına yansıdığını dile getirdi. Gerçekte bunlarla seçim sonuçlarının alakası var mıdır? Olabilir ama tüm izlediğim yorumlardaki görüşlerde dile getirilmeyen ve bana göre de esas neden, söylenen her şeyden farklıdır. Bence seçim sonuçları , tamamen duygusaldır.

 

29 Mart yerel seçimlerine dolu dizgin gidilirken bu ülkede bir olay oldu. DTP hariç diğer tüm siyasi partiler,AK Parti, CHP, MHP, SP ve diğerleri seçimlere son iki gün kala tüm mitinglerini iptal ettiler. Bu ülkede gündemi değiştiren BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ve 5 arkadaşıyla Kahramanmaraş’ta yaşamlarını yitirmelerine yol açan helikopter kazasıydı. O kaza ve ardından tam iki gün üzerine enkaza ulaşılabildi. Cesetler bile ancak üçüncü gün indirilebildi.Yaşananların bu yerel seçimlerde hiç mi rolü olmadı sanıyorsunuz? Bence çok büyük rolü oldu. Onun için bu seçim sonuçlarını analiz ederken milletin “tamamen duygusal” hareketinin gözlerden kaçırılmaması gerektiğini düşünüyorum.

 

Zihnimizi tazeleyelim bakalım. AK Parti’nin bu seçimlerde kaybettiği 7.8 oranındaki oy kaybının nereye gittiği veya toplu olarak bir partiye mi gittiğine bir bakalım. Hangi partiye gitmiş AK Parti’nin oyları. CHP’ye mi? Hayır, ya MHP’ye mi? Hayır, SP’ye mi? Hayır, BBP’ye mi? Biraz. 2007 genel seçimlerde Ak Parti’ye verilen oyların zaten aşağı yukarı yüzde 7’lik oranı, o seçim atmosferinde yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ve e-muhtıra’ya karşı bu ülkenin hassas insanlarının tepki oylarıydı. Bu Yerel seçimlerde de aynı duyarlı ve hassas insanlar ve kararsız olan seçmenler, aynı duygusal mantıkla işbaşında olan bir hükümetin nasıl olurda iki günde düşen bir helikoptere ulaşamamış olmasının hesabını sormuştur.

 

Evet aday seçimlerinde de isabetli kararlar verilememiş olmasının neticeye yansıması da olabilir. Ama en önemli gerekçe, o helikopter kazası ve sonrasında tüm devlet imkanlarının kullanılmasına rağmen enkaza ulaşılamamış olmanın kızgınlığı ve hissiyatının sandıklara yansımasıdır. Kimse bu kazayı “seçimlere etkisi olmamıştır” diyerek es geçemez ama maalesef hiçbir yorumda buna değinilmemektedir. Oysa seçimlere at koştururken birden bire bu kaza tüm partilere programlarını iptal ettirmiş ve tüm liderleri ve partilileri BBP’nın kapısına yığmıştır. Böylesine bir etki yaratan kazanın AK Parti’deki düşüşle alakası yoktur denilebilir mi? Hem tepkiyi de vermek için her hangi bir partili olmaya da gerek yoktur. İnsanız ve hepimiz de vicdan taşıyoruz. Bu atmosferde gidilen seçimlerde, sandık sonuçları bu olaydan bağımsızdır denebilir mi?

 

Vatandaşın illa böylesine bir duygusal tepki vermesi için BBP’li olmasına gerek yok ki. Günümüz teknolojisinin ulaştığı noktayı gören ve bu ülkenin vatandaşı olan herkesin yaşanan bir helikopter kazasından sonra bir çok televizyondan adeta naklen yayınlanan bir dramın etkisinde kalmaması ve bunun hesabını da sormaması beklenmez. Elbette iş başında olan İktidar partisi,Yani AK Parti bu olaydan dolayı oy kaybına uğramıştır.Orada kaybedilen oylar da muhalefete şu veya bu şekilde yansımıştır.  Vatandaş orada kar, sis veya tipiye bakmaz. Kendimden biliyorum, bir insan olarak her gece enkaz haberlerini izlerken isyanlardaydım. Evet, imkansızlıklar var, hava şartları çok kötü ama vicdanı sızlayan duyarlı insanlara siz bu şartları anlatamazsınız. Ve onlar, Devletin gücüne inanmış insanlar, başbakana güven duyan insanlar, bakanlara güven duyan insanlarda “güven kaygısı”na yol açmış ve sandık başındaki kararlarına da tesir etmiştir.

 

Şimdi bakıyorum AK Parti, “neden oy kaybettik”lerini bilim adamlarına araştırtacaklarmış, CHP Lideri Deniz Baykal, “yüzde 8’lik oy kaybı, önemli kırılmadır,iktidar partisi, siyasi kırılma yaşamıştır.Muhalefet, güçlenmektedir” şeklindeki açıklaması, Ana muhalefeti böbürlendirecek bir kazanım değildir.MHP ve SP’nin yükselişi dikkate değerdir. Ancak, bunlarda da muhalefetin kendi arasında yarışması gerektiğini ortaya koymuştur. CHP, şimdi MHP ile Ana muhalefet yarışı içindedir. İktidar partisi ile yarış yapmaktan çok şimdi kendi konumunu koruma konumunda kalacaktır. DTP’nin oy oranlarında bir artış söz konusu bile değildir ve tamamen etnik yapıya bağlı bir sözcülüğü yapabilecek niteliktedir. Kısaca anlatmak istediğim bu yerel seçimlerin tamamen duygusal bir atmosferde yapılmış olmasının neticeye yansıması görülmüştür. Elbette bu sonuçlardan tüm partiler, kendilerince bir sonuç çıkaracak ve milletin ne dediğini kendince özümseyerek belki politikalarına yön vereceklerdir.

 

Bu sonuçlardan sonra AK Parti, Türkiye’nin partisi olduğunu kanıtlamıştır. Ama CHP, MHP, SP veya DTP için aynı şey söz konusu bile değildir. Oysa tüm partilerim Türkiye partisi olması gerekir. Türkiye Partisi olamayan partilerin de iktidar olma şansları nerden bakarsanız bakın koalisyonlardan öteye gidemez. Ve Bu ülke de de koalisyonların her zaman tek parti iktidarlarından daha başarısız ve de ülkeyi yerinde sayar durumdan ileriye taşıyamadığı denenmiş ve de kanıtlanmıştır. En güzel koalisyonların  bile bu ülkedeki en kötü tek başına iktidar da olan  partilerden iyi hizmetleri olmamıştır.

 

29 Mart 2009 Mahalli idareler seçimlerinin sonuçlarının bu ülke için mükemmel olduğunu söyleyebilirim. Halkın çok bilinçli oy kullandığını gördük. BBP Genel başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşlarının kazasından dolayı tamamen duygusal etkinin sonucu Sivas’ta BBP’nin başkanlığı kazanmasının  yanı sıra elbette Güneydoğu’da Ak parti’nin oy kaybında “devlet partisi” algısının rolü vardır. Aday tespitindeki yanlışlıklar, mesela Şanlıurfa’da Fakıbaba’nın bağımsız seçilmiş olabilmesi, Adana’da Aytaç Durak’ın seçilmesi bunu gösteriyor. MHP’nin yükselişi, tamamen genel Başkan Devlet Bahçeli’nin dürüst ve ciddi devlet adamı imajından kaynaklandığı gün gibi ortadadır. CHP’nin başarısı ise tamamen adayların bireysel açılımlarından kaynaklıdır ve parti ile çok da alakalı değildir.Saadet Partisi’ndeki yükseliş ise Genel Başkan Numan Kurtuluş ile gelen eskiye dayanan özlemin bir sonucudur. Bunlardan başka yapılan yorumlar bana hikaye geliyor. İsterseniz yeniden anketler yaptırıp halka tekrar tekrar sordursunlar.

 

Hem rahmetli BBP Genel başkanı ve Sivas Milletvekili Muhsin Yazıcıoğlu’nun TBMM’de ve Kocatepe camiinden, BBP Genel merkezi önündeki törenlere katılım ve Taceddin Dergahı’nda toprağa verilmesindeki duyguseli, tüm bu anlattıklarımı kanıtlayacak niteliklerde değimliydi? Muhsin başkan ve arkadaşlarına Allah’dan rahmet, sevenlerine de  sabr-ı cemil niyaz ediyorum.Kalın sağlıcakla.

 

Not: Bu yazım aynı zaman da www.karadenizolay.com , www.kuzeyhaber.com ve Hizmet Gazetesi’nde yayınlanmaktadır.

Foto Galeri

 

 

Yorum bırakın