Davos ve “Monşer” yamakları


www.karadenizolay.com

 

M. Kemal AYÇİÇEK – 2 Şubat 2009

 

İş global kriz olunca ister istemez zaten Davos, gündem belirleyecekti. Nitekim, her yıl İsviçre’nin dağ kasabası Davos’ta toplanan başta para babaları olmak üzere, Dünya sermayesinin önde gelenleri ve yönetmenleri ile yine Dünya’nın politikalarına yön veren Devlet yöneticileri, buradaki toplantılarda beyin jimnastiği yapıyorlardı. Ama Türkiye, bu kez Davos’ta belki de tüm katılımcı ülkelerden daha fazla Global krizi aşacak bir siyasi çıkış yaparak, dikkatleri üzerine çeken ülke oldu. Erdoğan’ın terk ettiği forumdan söz ediyorum.

 

Tabi yorum yapıyoruz. Elbette bir yerlerden “kes yapıştır” mantığı ile yazı yazmıyor ve fikirlerimizi dile getiriyoruz. Daha önce de yazdım aslında bu Global kriz, bizim bildiğimiz ne 1994 yılının 5 Nisan kararlarına yol açan kriz veya 2001 yılındaki o gecelik faizlerin sekiz binleri bulduğu, paramızın devalüasyona itildiği o meşhur Anayasa kitapçığının fırlatıldığı kriz gibi yoksulun krizi değil bu tamamen zenginlerin zarara uğrayacağı bir büyük krizdir. Çünkü bu kriz, Zenginleri vuran krizdir!

 

“World Economic Forum” yani “Dünya Ekonomik Formu” diye nitelendiriliyor, Davos toplantıları, öyle değil mi? Hele bu yıl bence tam da “Davos” yılı idi. Çünkü, yaşanan kriz, yerel değil tüm Dünya’yı sarmış bir büyük krizdi. Türkiye, zaten hep krizler ülkesi olduğundan bizler alışıktık bu krizlere. Zaten, hem siyasi hem ekonomik açılardan biz de bağışıklık yapmıştır  bu krizler. Rahmetli Turgut Özal döneminden başlamıştık “kemer sıkma”lara değil mi? O halde, bu krizler bize yabancı değildi. Ve Allah’dan ülkemiz de süreklilik arzeden ve son 6 yıldır da ülke idaresini elinde bulunduran istikrarlı bir yönetim vardı da biz böylesi fırtınalı ortamda koalisyon gibi bir iktidarla yönetilmiyorduk. Bu bizim, belki de geçmişten beri yaşadığımız o koalisyon iktidarlarından çektiklerimizin bir kefareti oluyor!

 

Haklı terkediş

 

Bu yıl, Türkiye de ağırlık verdi Davos’a ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan dahil üst düzeyde bir katılım oldu. Ve bir ”Gazze Ortadoğu İçin Model” konulu panelde Başbakan Tayyip Erdoğan, İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres, BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon ve Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa’yla bir araya geldi. Ama Davos Moderatörü ( Erdoğan’ın salonu terk etmesinden sonra Peres ile samimi ve ayakta ikili konuşmaları ve yüzlerdeki tebessüm ve gülüşmesi ile Ermeni diasporası’ndan olabileceğini düşündürttü) Washington Post gazetesi yazarı David Ignatius’in “adaletsiz yönetim” anlayışına isyan eden TC Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, çok da haklı olarak bu yanlı formu terk etti.Bu da tabi ki hem Türkiye başta olmak üzere haksızlıklar karşısında olan ve Adalet duygusu zedelenen Yunanlılar da dahil olmak üzere Filistin ve İslam aleminde büyük takdir topladı. Ben Başbakan “şak şakçılığı”nda değilim, Dünya’nın Ekenomik krizle boğuştuğu bir gündemin öncelikli olduğu bir İsviçre kasabası Davos’taki bu tatsız olay, ister istemez olumlu ya da olumsuz tepkiler aldı. Ama özelikle ülkemiz de ve İslam aleminde olumlu tepkiler aldı.

 

Monşer yamakları

 

“Ne olacak şimdi” denilebilir. Bu çok da sorun değil, her ne kadar başbakan deyimiyle “Monşer” eskisi diplomatlarca hoş karşılanmasa da aslında bence  Erdoğan, petrol zengini İslam aleminin Avrupa ülkelerindeki bankalardaki paralarının Türkiye’ye yönelmesini sağlamaya çalıştı ve bunda da başarılı oldu. Evet, olay tamamen siyasi bir olaydı ama ya sonuçları? Hem de bu kriz dönemin de hep birlikte göreceğiz yakın bir gelecekte yönetimler nezdinde olmasa da İslam ülkelerindeki halk sempatilerinin yoğun baskısı sonucu ister istemez İslam sermayesi için artık Türkiye, Avrupa ülkelerinden daha öncelikli olacak ve seçilecek ülke haline gelecektir. Yanı sıcak para, artık Türkiye’ye kayacaktır. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Davos’taki “dik duruşu”, özellikle İslam aleminde de Türkiye’ye bakışı ve de ilgiyi artıracak ve o ülkeler için Türkiye bir çekim merkezi haline gelecektir. Başbakan Erdoğan, İMF ile yapılan görüşmelerdeki sıkıntıların petrol zengini İslam ülkelerinden gelecek sıcak para ile Türkiye’nin lehine dönecek bir durumu ortaya çıkardığı da pek yakında görülecek olumlu gelişmelerdir. Ha Başbakan Erdoğan’ın o “monşer eskisi” dediği de bizim hakkıyla yurtdışı görevi yapmış gerçek diplomatlarımız için söylenmiş bir laf  değildir. Bu tamamen, Erdoğan’ın Davos’u terk etmesinden sonra Türkiye’de Ana muhalefet adına ilk tepkiyi veren CHP Genel başkan yarımcısı ve eski diplomat (monşer) Onur Öymen’in  verdiği “olumsuz tepki”ye tepkidir ve ona cevaptır. Ama ne hikmetse eski “monşer”lerden Özden Samberk, ve  monşer yamağı gazeteciler, olayı hemen geçmişte görev yapmış ve halen görevde olanlara kaydırarak, hedef saptırmasında bulunuyorlar.

 

Sanmayın ki burada Türkiye, “İslam ülkelerinin öncüsü rolüne soyunmuştur” diyorum, bakınız Yunanistan bir İslam ülkesi değildir ama Erdoğan’a hak vermiştir. Dürüst hiçbir ülke yönetimi, haksızlıklar kaşısında kayıtsız kalamaz, kalmaz. Onun için diyorum, bundan sonra artık global kriz, Türkiye açısından “vız gelir..” durumunu doğurmuştur. Türkiye, bundan sonra artık eskisi gibi olmayacak kadar güçlü ve de hem bölgede ve hem de Dünya’ da  bugüne değin tahayyül bile edilemeyen bir etkin güce sahip olacaktır. Bu da bu milletin sağduyulu seçiminin bir sonucudur ve bunu çoktan hak etmiştir. Bu aziz Millet, hem Dünya’da ve hem de bölgemizde kendine güvenen insanlarının mutlu olduğu istikrarlı yönetimlere sahip çıktıkça da Türkiye’nin vizyonu her geçen gün parlayarak, Dünya’ya ışık saçacaktır. Ben buna inanıyorum, siz ister inanın ister inanmayın. Kalın sağlıcakla.

 

 

 

Yorum bırakın